Page 71 - AK Parti Çevrei Şehir ve Kültür Başkanlığı - İklim Değişikliği ile Mücadelede Türkiye Modeli Vizyon Belgesi
P. 71

Türkiye, Paris  Anlaşması’nı  yükümlülüklerindeki adaletsizlikleri nedeniyle  araçlarından Türkiye’nin  otomobili TOGG’u, yerli ve  milli  elektrikli  trenini,
               aradan geçen beş yıllık süre zarfında onaylamamıştır. Bu süreçte devam eden  traktörünü, otobüsünü üretmeye şimdiden başlamıştır. Bu adımların her
               diplomasi trafiği ve başarılı müzakereler neticesinde ülkemiz 6 Ekim 2021’de  biri ve uygulamaya koyulan diğer birçok çalışma, ülkemizin iklim değişikliği
               Anlaşmanın onaylanması  yönünde önemli bir adım atmıştır.  Anlaşmayı  ile  mücadelesindeki  samimi  ve  istikrarlı  politikalarının  birer  ürünüdür.
               onaylamadan önce Ulusal Niyet Katkı Beyanı’nı referans senaryoya göre  Ülkemiz, önümüzdeki dönemde hayata geçirdiği ve geçireceği politikalarıyla
               2030 yılına gelindiğinde % 21’e varan artıştan azaltım olarak açıklamıştır.  karbon azaltımında öncelikli olan; enerji, endüstri, ulaşım, atık ve binalar gibi
               Türkiye, % 21 artıştan azaltım hedefi ile emisyonlarını, iktisadi kalkınmadan,  sektörlerde bugüne kadar olduğu gibi Ulusal Niyet Katkı Beyanı doğrultusunda
               büyümeden ve gelişmeden ödün vermeden; mümkün olan en fazla oranda  çalışmalarını sürdürecektir.
               azaltmayı amaçlamaktadır. Bu durum TBMM’de oy birliği ile kabul edilen Paris
               Anlaşması’nın  Uygun  Bulunduğuna  Dair  Kanun  Teklifi  metninde  “Türkiye   Sanayi Devrimi’nden bu yana dünyada egemen olan doğrusal ekonomi modeli,
               Cumhuriyeti, Paris Anlaşması’nı gelişmekte olan bir ülke olarak ve ulusal   kullan–at yaklaşımı, sınırlı miktardaki doğal kaynakları neredeyse tükenme
               katkı beyanları çerçevesinde, Anlaşmanın ve mekanizmalarının ekonomik ve   noktasına  getirmiş, bugün yaşanan  birçok krize  kapı  aralamıştır.  Bunların
               sosyal kalkınma hakkına halel getirmemesi kaydıyla uygulayacağını beyan   başında çevresel, toplumsal, ekonomik ve siyasi her alanı doğrudan etkileyen
               eder.” şeklinde vurgulanmıştır.                                 “iklim krizi” gelmektedir. Dolayısıyla bu sorunun çözümü de her alanda köklü bir
                                                                               yapısal dönüşümü gerektirmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız, 27 Eylül 2021
               Türkiye, Paris Anlaşması’nı onaylamadan önceki süreçte de iklim değişikliği  tarihli Kabine Toplantısı’nın ardından gerçekleştirdiği hitaplarında: “Türkiye
               ile mücadelede Cumhurbaşkanımız Sayın Recep  Tayyip Erdoğan’ın  2053 vizyonumuzun ilk ve en kritik hedeflerinden biri olduğuna inandığım yeşil
               “sessiz devrim” olarak  tanımladığı birçok çalışmayı hayata geçirmiştir.  kalkınma devriminin tabii bir sonucu olan iklim değişikliği konusunda yeni
               Orman varlığını son 20 yılda yaklaşık 2 milyon hektar arttırmış, yenilenebilir  ve tarihi bir adım atıyor… Orta ve uzun vadeli tüm kalkınma programlarımızı,
               enerji kurulu gücünü % 54 seviyesine yükseltmiş, Sıfır Atık projesiyle geri  planlarımızı, uygulamalarımızı yeşil kalkınma devriminin gerektirdiği yapısal
               kazanım oranını 3 yılda 9 puan arttırmış, geleceğin sıfır emisyonlu ulaşım  dönüşümün rehberliğinde hazırlayacak ve yürüteceğiz… Bu tercih bizim için
                                                                               bir lüks, bir kayıp, bir taviz değil tam tersine bugünden geleceğe hazırlanmanın
                                                                               yol haritası olacaktır. Madem iklim değişikliği bir gerçektir  ve insanlığın
                                                                               geleceğini tehdit etmektedir, elbette Türkiye böyle hayati bir meselede öncü
                                                                               rol üstlenecektir.” ifadeleri ile bu yeni dönüşümün adını Yeşil Kalkınma Devrimi
                                                                               olarak tanımlamıştır.


                                                                               Yeşil Kalkınma, sadece ülkemiz için değil tüm dünya için yeni bir süreci ifade
                                                                               etmektedir. Yeşil Kalkınma Devrimi ile birlikte 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi
                                                                               doğrultusunda ülkemizde toplumsal, mekânsal, teknolojik ve ekonomik her
                                                                               alanda  “yaklaşımların  ve önceliklerin  yeniden şekilleneceği” bir dönem
                                                                               başlayacaktır  ve bu  yeni dönem  yeni  fırsatlara da kapı aralayacaktır.
                                                                               Önümüzdeki dönemin rekabetçilik anlayışı  ya da ülkelerin girdiği  yeni
                                                                               yarış;  yeşil  teknolojilerin  ve  uygulamaların  öncüsü  olmak,  yenilenebilir
                                                                               enerjiyi en fazla kullanmak, en az ekolojik tahribatla iktisadi olarak en fazla
                                                                               kalkınabilmek üzerinedir. Türkiye, ulusal menfaatleri doğrultusunda, dünyanın
                                                                               evrildiği bu  yeni dönemin,  “Yeşil Kalkınma Devrimi” hamlesiyle öncüsü
                                                                               olmayı ve ekonomik olarak güçlenmeyi hedeflemektedir. Ülkemiz, yüksek
                                                                               adaptasyona sahip olduğu Ar-Ge potansiyeli sayesinde, orta ve uzun vadede
                                                                               düşük karbonlu, çevreyi en az kirleten, kaynakları etkin ve verimli kullanan,
                                                                               yenilikçiliği ve sürdürülebilirliği esas alan ürünleri üretme ve bu ürünlerle
                                                                               uluslararası ekonomik alana dâhil olma gücüne ve iradesine sahiptir.

                                                                                                            İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELEDE TÜRKİYE MODELİ VİZYON BELGESİ  71
   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76