Page 70 - AK Parti Çevrei Şehir ve Kültür Başkanlığı - İklim Değişikliği ile Mücadelede Türkiye Modeli Vizyon Belgesi
P. 70
KÜRESEL İKLİM MÜZAKERELERİ SÜRECİ VE
YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ
İklim sistemi, olağan döngüsü içerisinde binlerce yıldır değişime uğramaktadır.
Ancak Sanayi Devrimi sonrası fosil yakıt kökenli enerji üretiminde, endüstriyel
faaliyetlerde, nüfus ve şehirleşmede yaşanan artış sera gazı emisyonlarının
hızla artmasına sebebiyet vererek küresel sıcaklıkların olağan dışı
yükselmesine neden olmuştur. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) 1970’li
yılların ilk yarısında, küresel iklim değişikliğinin insan faaliyetleri sonucunda
oluştuğunu ileri süren bilimsel kanıtları, konunun dünya gündemine gelmesini
sağlamıştır. Bunun üzerine yine Dünya Meteoroloji Örgütü’nün öncülüğünde
1979 yılında Birinci Dünya İklim Konferansı düzenlenmiştir. Devam eden
süreçte Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü (UNEP), Hükümetler Arası İklim
Değişikliği Paneli (IPCC) gibi küresel organizasyonların da girişimiyle küresel
iklim sistemini korumaya yönelik farklı adımlar atılmış ve 1992 yılı itibariyle bu
konudaki müzakereler tamamen Birleşmiş Milletler’in himayesine geçmiştir.
1992 Rio Dünya Zirvesi kapsamında düzenlenen Birleşmiş Milletler Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi,
Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda iklimin korunmasının bütün ülkelerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren her yıl düzenlenen Taraflar
sorumluluğunda olduğu dünya kamuoyuna deklare edilmiştir. İklim Konferansı’nda müzakereye açılmaktadır. Sözleşme
değişikliği politikasının uzun dönemli amacını ve bu amaca yönelik ilke müzakerelerinin iki önemli kırılma noktası vardır. Bunlardan
ve prosedürleri belirleyen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve ilki 1997 yılında imzaya açılan Kyoto Protokolü, ikincisi
Sözleşmesi de (UNFCCC) aynı yıl imzaya açılmıştır. Sözleşme, 50’den fazla ise 2015 yılında imzaya açılan Paris Anlaşması’dır. Kyoto
ülkenin onayıyla 1994 yılında yürürlüğe girmiştir. Ülkemizin 2004 yılında taraf Protokolü’nün amacı, iklim değişikliği etkilerinin en aza
olduğu BMİDÇS’e, dünya genelinde toplam 197 ülke taraf olmuştur. Sözleşme, indirilebilmesi adına gelişmiş ülkelerin net bir sera gazı
iklim değişikliği ile mücadelede “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar emisyon azaltım taahhüdü vermesi yönündedir. Protokol
ve göreceli kabiliyetler” ilkesi doğrultusunda yükümlülüklerin adil bir şekilde süreci 2020 yılında sona ermiştir. 2015 yılına gelindiğinde ise
paylaştırılması gerektiğini ifade etmektedir. tüm devletleri, iklim değişikliğiyle mücadele etmeye davet
eden Paris Anlaşması imzaya açılmıştır. Paris Anlaşması,
Kyoto Protokolü’nden farklı olarak konunun sadece gelişmiş
ülkelerin yükümlülüğünde olduğunu ifade etmemiş;
küresel iklim değişikliği riskine karşı tüm ülkelerin ortak
çaba göstermesi gerektiği çağrısını yapmıştır. Anlaşmanın
hedefi, bu yüzyılın ortasına kadar küresel sıcaklık artışını 2
derecenin altında (mümkünse 1,5 derece ile sınırlı) tutmaktır.
Sanayi Devrimi’nden bu yana küresel sıcaklık 1,1 derece
artmıştır. Bugün yaşanan aşırı hava olaylarının, meteorolojik
afetlerin birçoğunun altında yatan en önemli nedenlerden
birinin de 1,1 derecelik sıcaklık artışı olduğu bilim çevreleri
tarafından söylemektedir.
70 PARİS ANLAŞMASI VE TÜRKİYE